Bolu Turgut Özal Anadolu Lisesi’nde, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE birimi tarafından yürütülen “Bir Vatan Bir Kahraman” projesi çerçevesinde düzenlenen programda Kıbrıs Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı Ahmet Şerafettin Yamaner, öğrencilerle bir araya geldi.
Programa İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
“KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI, TÜRK MİLLETİNİN DİRENCİNİN SEMBOLÜDÜR”
Konuşmasında Kıbrıs Barış Harekâtı’nın nedenlerini ve sahada yaşanan gelişmeleri öğrencilerle paylaşan Yamaner, 1974 yılının Temmuz ayında yaşanan çatışma günlerini anlattı.
Yamaner, “Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı 20 Temmuz’da başlamıştır. Ancak 15 Temmuz – 20 Temmuz arası Kıbrıs’ın çeşitli bölgelerinde, özellikle Lefkoşe’de Rum ve Yunan tarafları birbirlerine girmiş, gece gündüz muharebeye tutuşmuşlardır” dedi.
Kıbrıs’ın stratejik önemini vurgulayan gazi, “Kıbrıs hiçbir zaman Yunan olmamıştır, Rum da olmamıştır. Orası kendi kimliğiyle var olmuş bir ada. Ancak Yunanistan’da yüzyıllardır süregelen Enosis hayali, yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama düşüncesi, çatışmaların temel nedenidir” ifadelerini kullandı.
“ARKAMIZDA BÜYÜK GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VARDI”
Yamaner, Kıbrıs Harekâtı sırasında Bolu’nun Yukarı Soku Köyü’nden Onbaşı Ali Özdemir’in şehadetini de duygulu bir dille anlattı. “Onbaşı Ali Özdemir 17 Temmuz 1974’te yanıma geldi ve bana ‘Komutanım, karşı taraf neden birbirleriyle savaşıyor, durum ne olacak?’ dedi. Ben de ‘Hiç merak etme Ali, biz 25 subay, 650 askeriz ama arkamızda büyük güçlü bir Türkiye var, zafer kesinlikle bizim olacak’ dedim.” dedi.
Yamaner, iki gün sonra Özdemir’in bulunduğu mevzide çatışmaların yoğunlaştığını belirterek, “Ali’nin görev yaptığı bölge düşman sığınaklarının tam karşısındaydı. İki gün süren çatışmada o takım çok şehit verdi. Bir süre sonra ‘Ali Özdemir’i bana gönderin’ dedim ama maalesef şehit olduğunu öğrendim. O anı unutmak mümkün değil.” dedi.
Gazi Yamaner, Onbaşı Özdemir’in evli ve iki çocuk babası olduğunu belirterek, “Oğlumuz gitsin mi diye bana sormuşlardı. ‘Siz nasıl isterseniz kalabilir de gidebilir de’ dedim. Ama ‘Bir daha mı görecek Kıbrıs’ı’ diyerek gitmesine karar verdiler. Ali, vatanı uğruna canını verdi.” sözleriyle duygulandı.
“ENOSİS HAYALİ HÂLÂ DİRİ TUTULUYOR”
Konuşmasında Kıbrıs’taki Yunanistan etkisine değinen Yamaner, “Yunanistan’da Rum Milli Muhafız birlikleri var. Başlarında Yunanlı subaylar bulunuyor. Bu subaylar Enosis’i yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını bir an önce gerçekleştirmek istiyordu” dedi.
“Bugün bile Yunan adalarına giden Türk turistlerin sofralarında ‘Enosis’ isimli içki şişeleri görebilirsiniz. Bu, Kıbrıs Yunan’dır anlamına gelir. Bu hayal, hâlâ diri tutuluyor. Bizim güçlü ve uyanık olmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Yamaner, harekâtın ilerleyen safhalarında yaşadıkları iletişim sorunlarını, “Telsiz frekanslarımız karıştı, Rumlar Amerikan menşeli cihazlarla bizim hattımıza girdiler. Türkçe küfrederek moral bozmaya çalıştılar. Biz de transistörlü radyoları apoletlerimize bağlayarak haberleşmeyi sağladık.” sözleriyle aktardı.
“KIBRIS, GENÇ NESİLLERE DAHA ÇOK ANLATILMALI”
Konuşmasının sonunda Yamaner, Kıbrıs’ın genç kuşaklara daha fazla öğretilmesi gerektiğini belirterek, “Ben üzülüyorum. Resmiyetin dışında, duyarsızlığımızdan dolayı son derece üzgünüm. Milli Eğitim müfredatında Kıbrıs konusu iki saatlik tarih dersinde geçiyor. Üniversitelerde de durum aynı. Oysa Kıbrıs, vatanın devamı, bağımsızlığın simgesidir. Genç nesle bu bilinci aktarmalıyız.” şeklinde konuştu.
Muratağa ve Sandallar köylerinde yaşanan olaylara değinen gazi, “Erkekler cephede savaşırken Rumlar köylerde gençleri ve çocukları hedef aldı. Bu katliamlar, unutturulmamalı. Hedef her zaman genç nesil olmuştur” dedi.
ÖĞRENCİLERDEN YOĞUN İLGİ
Program, öğrencilerin Yamaner’in anlatımlarını büyük bir dikkatle dinlemesiyle tamamlandı.
Etkinlik sonunda öğrenciler, Kıbrıs Gazisi Ahmet Şerafettin Yamaner’e çiçek takdim ederek teşekkür etti.
Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, “Bir Vatan Bir Kahraman” projesiyle öğrencilerin milli hafızayı canlı tutması ve kahramanlık öykülerini birinci ağızdan dinlemelerinin önemine vurgu yaptı.
