Sinem Altunay - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenen program kapsamında Bolu'da mehter takımı eşliğinde kortej yürüyüşü gerçekleştirildi. İzzet Baysal Caddesi üzerindeki yürüyüşe, Bolu Valisi Abdülaziz Aydın, Bolu Milletvekili İsmail Akgül, Bolu İl Emniyet Müdürü Cemal Dalman, Bolu TSO Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, Şef Esat Özata, Şef Eray Aksungur başta olmak üzere il protokolü üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İzzet Baysal Caddesi üzerindeki kortej yürüyüşünün ardından kent meydanında resmi tören düzenlendi. Etkinlikte Bolu’nun gastronomi geçmişi ve turizm potansiyeli üzerine konuşmalar yapıldı.
“BU SEKTÖRÜN SESİ DUYULSUN İSTEDİK”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy şunları söyledi: “Bu sene Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde 4.sünü kutluyoruz Türk Mutfağı Haftamızın. İnşallah Bolu'muzda güzel bir başlangıç vermek istedik. Burada aslı bu bizim programımız değil. Bunu net söyleyelim. Bu sektörümüzün programı, bu şeflerimizin programı. Dolayısıyla Bolu önemli bir cevher. Biz bir yerden başlangıç verelim istedik. Bu bağlamda sektörün sesini duyurmaya gayret ettik.
Kısaca Türk Mutfağı Haftası'yla bilgi vermek istiyorum. Bu sene dördüncüsünü kutluyoruz. Her yıl farklı bir konsepte gidiyor Türk Mutfağı. Geçen yıllarda daha çok yöresel ürünler ön plandaydı. Bu sene Türk klasikleri ön plana çıkmaya başladı. Biz yine de ikramlarda hem Bolu mutfağımızdan hem de Türk klasiklerimizden örnekler sunmaya çalışacağız hep beraber. Bolu'muz önemli bir cevher. Zor günler geçirdik. Hepimiz bunun farkındayız. Ama ayaktayız. Herkes bu bağlamda hazır, sezona hazır. Biz herkesi Bolu'ya bekliyoruz. Sadece burada önemli olan şudur. Bu cevherin üzerinde her zaman verdiğim bir örnek var, kıymetli bir cevher var ama üzeri tozla örtülü. Bunu bir üflememiz gerekiyor, değerinden hiçbir şey kaybetmedi, kaybetmiyor şehrimiz. Tabii sadece komaliyle olacak bir durum değil. Özel sektör, gastronomi sektörü, otellerimiz, turizm sektörü, herkes bir yandan bu işin ucundan tutarak Bolu turizmine hizmet etmemiz gerekiyor. İl müdürlü olarak, valiliğimiz olarak biz hazırız. Projelerimiz hazır. Peyderpey yürürlüğe koyacağız inşallah. Çok da sözü uzatmadan hoş geldiniz diyorum. Afiyet olsun, iyi eğlenceler diliyorum efendim.”
“BOLU IŞIL IŞIL PARLIYOR”
Şef Esat Özata ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “İlk defa bu kadar güzel bir ithamla sahneye davet edildim. Çok çok teşekkür ederim. Sizin de enerjiniz de harika. Hepiniz tüm dünyada kutlanan 21-27 Mayıs tarihi arasında tüm dünyada Türk mutfağının farkındalığını, sürdürülebilirliğini hatırlatmak adına, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde hanımefendi Emine Erdoğan'ın da üstlendiği böylesi güzel bir haftada sizlerle beraber olmaktan ötürü Bolu'da olmaktan ötürü çok çok mutlu ve sevinç duyuyorum efendim. Böylesi hava da çok güzel, böylesi güneşli bir günde harika bir programla sizlerle beraber olmaktan dolayı da çok gururluyum.
Tabii Türk mutfağı 4.sü düzenleniyor. Binlerce yıl geçmişe dayanan göçebe toplumdan Selçuklu, arkasından Osmanlı, arkasından Türkiye Cumhuriyeti'nin as birleşimiyle olan bu güzel mutfağın bizler 44.sü, 64.sü, 104.sünü kutlamamız gerekiyor aslında. Ama her şeyin başı çok çok önemli. Bu bağlamda da bu haftanın olması tüm dünya adına, Türk mutfağı adına çok önemli bir olgu. Çünkü hep sürdürülebilirlikten bahsediyoruz. Kadim reçetelerden bahsediyoruz. Geleneksellikten bahsediyoruz. Burada birazdan teyzelerimiz, ablalarımız ninelerimiz çok güzel ürünler gerçekleştirdi. Bunları gelecek kuşaklara aktarmak aslında en önemli bir misyonu içeriyor Türk Mutfağı haftasının. Bu bağlamda atıksız, yıllardan beri ben de atıksız mutfakta çalışıyorum. Çok fazla eserler de meydana getirdi bu çalışmalar. Farklı farklı İstanbul'da çeşitli belediyelerle, özellikle Esenler Belediyesi'yle atıksız mutfak, atıksız hayat projesiyle güzel eserler ortaya çıkardık. İlkokuldan liselere kadar, üniversitelere kadar farklı projelerde yer aldık. Özellikle hanımefendi Emine Erdoğan’da üzerine durdu atıksız mutfak. Çünkü bizim mutfağımız her ürünüyle her kullanılan malzemeyle tekrar tekrar kullanılmaya çok önemli ve çok kolay bir mutfak aslında bakıldığı zaman atıksız mutfak bağlamında. O yüzden her cümlemiz sözü ders ve biten ve profesyonel yaşamımda da atıksız mutfak cümlesini, atıksız hayat cümlesini çok çok fazla kullanıyorum. Şöyle genel olarak baktığımızda sofra, bütünleştirici. Her şahsı ateşle başlıyor. Ateşin icadı, ateşin icadı birçok şeyin öncülüğünü getirdi. Biz mutfak tarafından baktığımızda insanların barınma, insanların ısınmadan sonra yiyeceklerini pişirme, yiyeceklerini pişirdikten sonra o ateşin etrafında toplanarak birlik beraberliği öne çıkaran ateşin bulunmasıyla bugüne kadar geldik. Hep benim bir önemli bir cümlem vardır. Farklı farklı neye inanırsak inanalım ama gün sonunda bizler aynı sofrada buluşuyoruz. Aynı duygularla o güzel lezzetleri yiyoruz.
Türk mutfağının yıllardan beri direk dillerde dolaşan aslında pazarlama sorunu. Türkiye'nin dünyada bir birliği bu kadar fazla değil ama son 15 yıla baktığımızda aslında tüm dünyada Türkiye'nin Türk mutfağının çok önemli yerlere geldiğini özellikle şunu geçmek istemiyorum. Burası aşçılar diyarı. Ben evet bu mutfağın ilmini, bilimini okudum ama benim ilk hocalarım, ilk şeflerim Bolulu şeflerdi.
Aramızdan ayrılan rahmetli olan şeflerime de Allah rahmet diliyorum. Yaşayanlara da Allah uzun ömürler versin. Çok önemli şeyler öğrendim. O yüzden Bolu aşçılar diyarı dediğimiz 1985 yılında ilk defa Türkiye Cumhuriyeti'nde aşçılık okulu açılan böylesi önemli bir şehirde böylesi güzel bir haftada olmaktan dolayı da çok çok mutluyum ve gururluyum. Ve bu aşçılar diyarının gelecek kuşaklara zaten çok güzel aktarılıyor. Gelecek kuşaklara da değerli hocalarım var. Mengen Türkiye'nin önemli bir markası. İl Müdürümüz biraz tozdan bahsetti ama ben hiç katılmıyorum. Çünkü Mengen zaten ışıl ışıl parlıyor. Bolu ışıl ışıl parlıyor. Evet yaralar aldık, üzüldük ama yine insan olup birbirimizin yaralarını saracağız. Ve bu acılardan daha kuvvetli, daha güçlü, güçlü çıkarak gelecek kuşaklara Türk mutfağımızı, Türk reçetelerimizi, şeflerimizle, akademisyenlerle, sevgili halkımızla bütünleştirerek ileriki yıllarda da bu mutfağımız haftasını çok daha güzel kutlayacağımıza inanıyorum.”
“TURİZM ÇALIŞANLARIMIZ KAHRAMANLIK SERGİLEDİ”
Bolu Valisi Abdülaziz Aydın ise törende yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Türk mutfağı haftası vesilesiyle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Türk mutfağı dünyanın en köklü ve zengin mutfak geleneklerinden biridir. Yüzyıllar boyunca farklı kültürler, coğrafyalar ve medeniyetlerle etkileşimde bulunarak Anadolu'nun zengin tarihinden, geleneklerinden beslenen bir mutfak kültürü oluşturulmuştur. Bu mutfak yalnızca sofralarımıza lezzet katmakla kalmaz, aynı zamanda misafirperverliğimizin, kültürümüzün ve kimliğimizin bir yansıması olmuştur. Bugün burada Türk mutfağının en güzel örneklerini her bir yemeğin ardındaki tarihi mirası, gelenekleri ve kültürel ögeleri birlikte keşfedeceğiz.
Bolu Türk mutfağının zengin çeşitliliğini içinde barındıran önemli bir şehir olarak sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi birikimi ve mutfak kültürüyle Anadolu'nun en özel şehirlerinden birisidir. Gölleriyle, yaylalarıyla, ormanlarıyla her mevsim ayrı bir güzellik sunan bu şehir aynı zamanda Türk mutfağının da kalbinde yer almaktadır. Geçtiğimiz aylarda yaşanan otel yangını sebebiyle zor günler geçiren Bolu turizminin yeniden eski günlerine kavuşması için kamu ve özel tüm paydaşlar eşsiz bir dayanışma örneği göstererek büyük bir özveriyle çalıştık.
Bu sürecin yürütümü sadece kamu idarelerinin ve otel sahiplerinin değil aynı zamanda otellerde çalışan personellerinden, tur rehberlerine, otobüs şoförlerinden, restoran çalışanlarına, acentesinden temizlik görevlerine kadar turizm sektöründeki tüm emekçilerin özverileri katkılarıyla mümkün oldu. Bugün burada Bolu'nun turizm sektörü sadece ekonomik anlamda değil kültürel ve toplumsal anlamda da ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bolu'nun turizm çalışanları her yıl yerli ve yabancı misafirlerimize sundukları kaliteli hizmetle şehrimizin adını duyuran, yüzlerce yıllık bir mirası sahiplenen ve bu mirası geleceğe taşımak için çaba gösteren gerçek kahramanlardır.
Onların emekleri şehrimizin turizmdeki başarısının temel taşlarını oluşturmaktadır. Bugün Bolu'nun dört bir yanındaki otellerimiz, restoranlarımız, turizm acentelerimiz, köylerdeki konaklama yerlerimiz ve yerel halkımız misafirlerini ağırlamak için hazırdır. Bu toparlanma süreci sadece otellerin yeniden açılması değil, Bolu'nun tam anlamıyla bir turizm kenti haline gelmesi için gösterilen kolektif bir çabanın ürünüdür.
Bolu'nun her köşesinde Abant'ın, Gölcük'ün, Yedigöller'in eşsiz doğasında her mevsim yerli ve yabancı turistlerimize unutulmaz bir deneyim yaşatmak için var gücüyle çalışan turizm emekçilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu sektördeki her bir kişi Bolu'nun büyüklüğüne, doğasına, kültürüne ve mutfağına değer katan çok önemli bir unsurdur. Bugün burada Türk mutfağının eşsiz lezzetleriyle bir araya gelirken Bolu'nun doğasını, turizm potansiyelini ve tüm turizm çalışanlarımızın özverisini birlikte kutluyoruz. Onların gayretleri yalnızca bu şehri değil, tüm Türkiye'yi misafirperverliğimiz ve dünyaya tanıtmaktadır. Bu vesileyle anlamlı organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kişi ve kurumlara, katılımlarıyla bizleri onurlandıran, değer katan, renk katan, başta kıymetli Esat Hoca'ma ve Mehmet Şef'imiz olmak üzere tüm şeflerimize, üreticilerimize, akademisyenlerimize, tüm paydaşlarımıza ve gönülden destek olan herkese en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum efendim. Hoş geldiniz, şeref verdiniz.”
ETKİNLİKLERDE RENKLİ ANLAR VE YARIŞMALAR
Konuşmaların ardından yarışmalar ve stant etkinlikleri başladı. Kent Meydanı’nda kurulan stantlarda Bolu’nun coğrafi işaretli ürünleri tanıtılırken, tas kebabı, su böreği, pide, gözleme gibi geleneksel lezzetler ikram edildi.
Miniklerin oklavayla hamur açarak gözleme yapması etkinliğe renk kattı. Müzik performansları da yoğun ilgi gördü.
Etkinlik kapsamında düzenlenen yarışmalarda jüri üyeleri, alanında uzman akademisyenler, sektör temsilcileri ve usta şeflerden oluştu. Öğrenciler arasında yapılan yarışmalarda jüri heyetinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Alper Kurnaz, Mengen Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Osman Çavuş ve Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan yer aldı. Kadınlar arasında düzenlenen börek yarışmasının jüri üyeleri arasında Mengen MYO Pastacılık ve Ekmekçilik Bölümü Öğretim Görevlisi Nevzat Emrah Özçelik, TSO Yönetim Kurulu Üyesi Lebibe Özçağlar ve Lokantacılar Aşçılar Pastacılar Odası Başkan Yardımcısı Muhittin Akkuş yer aldı. Karavancılar arasında düzenlenen menemen yarışmasının jürisinde ise Mengen MYO Öğretim Görevlisi Ali Kemal Kemer, Demirciler Hanımeli Kooperatifi Başkanı Emine Özdoğan ve Master Şef yarışmasıyla tanınan ünlü Bolulu şef Eray Aksungur görev aldı.
Öğrenciler arasında düzenlenen yemek yarışmasında birinciliği Mengen Aşçılar Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kazanırken, ikinci sırada Yeniçağa Aşçılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, üçüncü sırada ise Bolu İzzet Baysal Abant Turizm Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi yer aldı. Mansiyon ödülü ise Opet Mengen Pazarköy Cezmi Bilgin Aşçılık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne verildi.
Börekler dalında düzenlenen yarışmada Şenay Korkmaz su böreğiyle birincilik, Seniay Aydoğan alt üst böreğiyle ikincilik, Nevin Özelberk ise patatesli börekle üçüncülük ödülüne layık görüldü.
Karavancılar arasında yapılan menemen yarışmasında Gökhan Bilen birinci, Aynur Bozkurt ikinci, E. Ali Elgün ise üçüncü oldu.
Etkinlikte düzenlenen eğlenceli çikolata yeme yarışmasında ise Hayriye Nasuhoğlu en çok fındığı toplayarak birinciliği elde etti. Kazananlara protokol üyeleri ve şefler tarafından ödülleri takdim edildi.