Bolu İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda Filistin’de yıllardır devam eden zulme dikkat çekti. Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi’nin 40 ve 84. ayetlerini hatırlatan Demirtaş, bu ayetlerde yer alan uyarıların günümüz olaylarını anlamada önemli bir çerçeve sunduğunu belirtti.

Demirtaş paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Kur'an'ın Bakara Suresi 40 ve 84 nolu ayetlerde İsrailoğullarına yönelik atıflar, günümüzde yaşanan zulümlere de açıklık getirir. Zulüm , baki değildir!

"ZULÜMLE ABAT OLAN, ADALETLE BERBAT OLUR"

- İsrailoğullarına yönelik Bakara 40 ve Bakara 84 nolu ayetleri incelediğimizde 3 sonuç çıkar:

1-Allah'a Verilen Söz (Ahd): "Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın, bana verdiğiniz sözü (ahid) yerine getirin ki, ben de size verdiğim sözü yerine getireyim." (Bakara, 40) ayeti, Allah ile İsrailoğulları arasında bir tür "kontrat" olduğunu belirtir. Bu söz, Allah'ın onlara nimet vermesi karşılığında, onların da Allah'a itaat etmeleri ve doğru yolda kalmalarıdır. Bu ayet, Allah'ın vaatlerinin şartsız olmadığını, insanın sorumluluklarını yerine getirmesine bağlı olduğunu gösterir.

2-Ahlaki ve Hukuki Yükümlülükler: "Hani sizden, birbirinizin kanını dökmeyeceğinize ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair söz almıştık..." (Bakara, 84) ayeti, ilahi sözleşmenin sadece dini ritüellerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumsal adalet, barış ve insan hakları gibi ahlaki ilkeleri de içerdiğini açıkça ortaya koyar. Bu ayet, kan dökmenin ve insanları zorla yerlerinden etmenin, Allah'a verilen sözü bozmak anlamına geldiğini vurgular.

3- Vahiyle Yüzleşme: Bu ayetler, İsrailoğullarının geçmişte peygamberlere karşı gösterdikleri tutumu ve verdikleri sözlerden dönmelerini eleştirel bir şekilde hatırlatır. Bu durum, Kur'an'ın genel mesajında olduğu gibi, her inanç grubunun kendi tarihi ve eylemleriyle yüzleşmesi gerektiğini belirtir.

GÜNÜMÜZ FİLİSTİN VE GAZZE OLAYLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Bakara Suresi'nde bahsedilen bu ilahi prensipler, günümüzdeki İsrail-Filistin çatışmasını İslami bir perspektiften değerlendirmek için önemli bir çerçeve sunar. Özellikle "kan dökmeyeceğinize ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair söz almıştık" ayeti, modern olaylara doğrudan bir atıf olarak okunabilir.

Filistinlilerin Yurtlarından Edilmesi: 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla birlikte yüz binlerce Filistinlinin evlerinden göç etmek zorunda kalması (Nakba) ve sonrasında da yerleşim politikalarıyla Filistin topraklarının işgali, "insanları yurtlarından çıkarma" yasağını ihlal eden eylemler olarak değerlendirilir. Kur'an'a göre, bu eylemler sadece siyasi değil, aynı zamanda ilahi bir sözleşmenin ihlali olarak görülür.

Kan Dökme ve Şiddet: Hem İsrail'in askeri operasyonları hem de bazı Filistinli grupların saldırıları, ayetteki "kan dökmeme" ilkesini çiğneyen eylemlerdir. Ayet, kan dökülmesini genel olarak yasakladığı için, zulüm ve soykırım iddiaları, bu ilahi yasağın en uç noktada ihlali olarak ele alınır.

Bolu’da Gaziler Günü Töreni: Yağmur Altında Onurlu Adımlar
Bolu’da Gaziler Günü Töreni: Yağmur Altında Onurlu Adımlar
İçeriği Görüntüle

Adalet ve Eşitlik İlkesi: Kur'an'ın genel mesajı, her ne kadar ayet İsrailoğullarına seslense de, tüm insanlar için adaletli olmayı ve zalimlere karşı çıkmayı emreder. Bu bağlamda, günümüzdeki zulüm ve soykırım iddiaları, dini veya etnik kimliğine bakılmaksızın tüm insanlar için geçerli olan adalet prensiplerine aykırı olarak değerlendirilir.

Bu ayetler, Kur'an'ın evrensel ahlaki değerleri vurguladığını ve tarih boyunca tüm inanç gruplarını bu değerlere uymaya çağırdığını göstermektedir. Dolayısıyla ilahi vahye muhatap olmak, daha fazla merhametli ve adil olmayı gerektiren bir durum iken malesef vahyin tahrifi ve zulme dönüşmüştür. Aksine, ilahi sözleşme, adalet, barış ve insan haklarına daha sıkı bir bağlılık gerektirir. Bu bakış açısıyla, Filistin ve Gazze'de yaşananlar, dini metinlerin ahlaki ilkeleriyle çelişen bir trajedi olarak görülmektedir.”

Muhabir: Sinem Altunay