Özel Haber: Sinem Altunay - Türkiye genelinde çeşitli illerde görülen şap hastalığı vakaları nedeniyle hayvancılık sektöründe endişe artıyor. Son olarak Karabük ve Bursa’da hayvan pazarlarında şap hastalığına rastlanması üzerine, bu illerdeki pazarlar geçici olarak kapatıldı. Benzer vakaların çevre illerde de görülmesi üzerine Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bulunan hayvan pazarı, ikinci bir emre kadar geçici süreyle kapatıldı.

Bu gelişmelerin ardından kamuoyunda artan “Şap hastalığı nedir, nasıl bulaşır ve nasıl önlenir?” sorularına yanıt aramak üzere deneyimli veteriner hekim İzzettin Kayataş ile görüştük. 1970 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun olan ve uzun yıllar kamu hizmeti verdikten sonra serbest olarak meslek hayatına devam eden Kayataş, şap hastalığını tüm yönleriyle değerlendirdi.

“ŞAP, ÇOK HIZLI BULAŞAN SALGIN BİR HASTALIKTIR”

Şap hastalığının viral kökenli olduğunu ve son derece bulaşıcı bir yapıya sahip olduğunu belirten Kayataş, hastalığın farklı tipleri bulunduğunu söyledi. Kayataş, “Bu hastalık virüs kaynaklıdır ve A, B, AB gibi farklı tipleri vardır. Her tipe karşı ayrı aşılar üretilir. Tek tip, iki tip veya üç tipi aynı anda kapsayan ‘trivalan’ aşılar vardır. Türkiye’de bazı tipler yaygınken, bazıları daha az görülür. Ancak yeni varyantlar ortaya çıktığında, hayvanların bağışıklığı olmadığı için ölüm oranı ciddi şekilde artabilir.”dedi.

“AĞIZ VE AYAKTA YARALAR OLUŞUR, HAYVAN ZAYIF DÜŞER”

Kayataş, hastalığın hayvanlarda nasıl seyrettiğini de ayrıntılarıyla anlattı:

“Şap hastalığı genellikle hayvan hareketleriyle yayılır. Enfekte hayvanların taşınması, nakliye araçlarının yeterince dezenfekte edilmemesi gibi nedenlerle hızla başka bölgelere bulaşabilir. Hayvanın ağzında, dilinde, tırnak bölgesinde ve iç organlarında yaralar oluşur. Hayvan yem yemekte zorlanır, zayıflar ve zamanında müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Ayakta ve ağızda çıkan yaralar sebebiyle hayvan yürüyemez hale gelir.”

Kayataş, özellikle yeni varyantların ekonomik zararının çok yüksek olduğunu belirterek, “Sadece hayvanın değil, üreticinin, sektörün, ülke ekonomisinin zarar gördüğü bir hastalıktan söz ediyoruz. Hayvansal ürünlerin fiyatlarının arttığı bir dönemde, her vaka büyük bir ekonomik kayba neden olabilir” dedi.

“KARANTİNA ŞART, ARAÇLAR DEZENFEKTE EDİLMELİ”

Hastalığın görüldüğü bölgelerde karantina uygulamasının ve hayvan hareketlerinin durdurulmasının şart olduğunu vurgulayan Kayataş, “Bölgede hastalık tespit edildiğinde derhal karantina uygulanmalı. Hayvanların başka yere nakli engellenmeli. Nakliye araçları ve ekipmanlar mutlaka dezenfekte edilmeli. Bu hastalık, ciddi devlet denetimi gerektirir” ifadelerini kullandı.

YEREL KALKINMA HAMLESİ’NDE BOLU’YA ÖZEL FIRSATLAR
YEREL KALKINMA HAMLESİ’NDE BOLU’YA ÖZEL FIRSATLAR
İçeriği Görüntüle

“ÇİFTÇİ SALYAYA VE AĞIZ YARALARINA DİKKAT ETMELİ”

Çiftçilerin şap hastalığını erken fark edebilmesinin büyük önem taşıdığını belirten Kayataş, teşhis konusunda da şu bilgileri verdi:

“Sığır gibi büyükbaş hayvanlarda ağızdan yoğun ve köpüklü salya akması genelde ilk belirtidir. Çiftçi hayvanın ağzını açtığında dilde, diş etlerinde yara ve kabartılar görebilir. Tırnak bölgesinde de yara olabilir. Böyle bir durumda vakit kaybetmeden İl veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine ihbarda bulunulmalı. Serbest veteriner hekimler de bu durumları resmi makamlara bildirmekle yükümlüdür. Bu tip vakalar asla gizlenmemeli.”

Kayataş ayrıca köy muhtarlarının da şap hastalığı konusunda bilinçli olması gerektiğini ve mahallelerinde oluşabilecek şüpheli durumları takip ederek ilgili kurumlara bilgi vermelerinin önemli olduğunu vurguladı.

HASTALIKLA MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ VURGUSU

Veteriner Hekim İzzettin Kayataş, şap hastalığıyla mücadelenin sadece devlet kurumlarının değil, tüm üretici ve hayvan yetiştiricilerinin ortak sorumluluğu olduğunu belirtti. “Hastalığın yayılmaması için bireysel değil, toplumsal bir bilinç ve işbirliği gereklidir. Aşılamadan karantinaya kadar her adım ciddiyetle uygulanmalıdır” dedi.

Muhabir: Sinem Altunay