Bolu Emek ve Demokrasi Platformu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve ülkede artan siyasi baskılara karşı Kardelen Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Platformun açıklamasında, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğü vurgulanarak, gözaltı ve baskılara karşı dayanışma çağrısı yapıldı.

 “ADALETİN DEĞİL SİYASETİN HÜKMÜDÜR”

Bolu Belediyesi'nden su ücretinde yeni dönem Bolu Belediyesi'nden su ücretinde yeni dönem

Bolu Emek ve Demokrasi Platformu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Kardelen Meydanı’nda yaptığı açıklamada, Türkiye’de demokrasinin ve hukukun ağır bir sınavdan geçtiğini belirtti. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Son iki hafta içinde yaşanan gelişmeler AKP-MHP iktidar bloğunun baskıcı ve otoriter yüzünü daha da açığa çıkarmıştır. Aylar önce seçme ve seçilme hakkımızın kayyum darbeleri ile ortadan kaldırılması ile ağırlaşan süreç en son İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın 35 yıl önce aldığı diplomasının iptal edilmesi ardından da tutuklanmasıyla devam etmiştir. Günlerdir ülkenin dört bir yanında alanlara çıkan milyonlar, iktidar bloğunun yıllardır hayata geçirdiği faşizan politikaların yarattığı yıkıcı sonuçlara itirazlarını ifade etmekte, demokratik bir ülke taleplerini haykırmaktadır. Seçimle gelenin hukuksuz kararlarla susturulmaya çalışılması adaletin değil siyasetin hükmüdür. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yalnızca bir kişiye yönelik saldırı değil halkın iradesine ve demokrasiye yapılan açık bir darbedir. Bu darbeye karşı günlerdir sokaklarda iradesine sahip çıkan bir kitle daha göstermiştir ki bu halk size teslim olmayacak. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak bu karanlık tablo karşısında sessiz kalmayacağız. Hukukun evrensel ilkelerine ve demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Dayanışmayı ve mücadeleyi her zamankinden daha fazla yükselterek bu karanlığı birlikte dağıtacağız.”

“BASIN EMEKÇİLERİNİ HEDEF ALIYOR”

Platform, medya üzerindeki baskılara ve artan gözaltılara dikkat çekerek, basın ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu savundu:

“İktidar bir yandan ülkenin dört bir yanında hukuksuzluğa karşı sokağa çıkan kitleleri gözaltılarla sindirmeye çalışırken diğer yandan gerçekleri halka ulaştıran basın emekçilerini hedef alıyor. Birçok ilde gazeteciler, öğrenciler, gençler, kadınlar ve siyasetçiler demokrasiye ve iradesine sahip çıkmak isteyenler göz altına alınıyor.

Bugün RTÜK, haber alma özgürlüğümüzü kısıtlayan ve günlerde yaşananları topluma doğru bir şekilde aktarmaya çalışan 5 medya kanalına 10 günlük ekran karartma cezası vermiştir. Her türlü tehdit ve cezaya rağmen halkın haber alma hakkını savunan basın emekçileri ve yayın kanalları gerçeğin peşinden gitmekten vazgeçmeyecektir. Bizler de onların yanında olmaya, özgür basın ve demokratik haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.

Siyasal iktidarın ülkenin dört bir yanında hukuksuzluğa karşı sokağa çıkan gençlere karşı başlattığı baskı ve sindirme politikaları hız kesmeden devam ediyor. Aralarında gazetecilerin de bulunduğu 172 kişi tutuklanırken yüzlerce kişi hâlâ gözaltında tutuluyor. Bu sabah ise gençlere yönelik yeni bir şafak operasyonu ile onlarca kişi yine gözaltına alındı. İktidar hukuku bir sopa gibi kullanarak demokratik haklarını savunan adalet ve özgürlük isteyenleri susturmaya, korku iklimini derinleştirmeye çalışıyor.

Adalet ve özgürlük talebini yükselten gençler yalnız değildir. Haklarını savunanları susturmayı, hukuku bir silah gibi kullanmayı amaçlayan karanlığa karşı büyüyeceğiz. Gözaltılar derhal serbest bırakılsın.”

“MÜCADELEYİ BÜYÜTMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Açıklamada, Eğitim Sen’e ve öğrencilere yönelik uygulamalarla birlikte toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine çağrı yapıldı:

“Laik, demokratik, bilimsel, kamusal eğitimi savunan öğrenciler ve Eğitim Sen’in öğrencilerin boykot kararına destek amacıyla aldığı grev kararı hiçbir hukuksal dayanağı olmadan gerekçe ilan eden yargı, Eğitim Sen’in Merkez Yürütme Kurulu üyelerine tarihi ceza kesmiştir. Eğitim Sen hiçbir zaman bu mücadeleci duruşundan ödün vermeyecek, antidemokratik uygulamalara boyun eğmeyecektir.

Üniversite öğrencilerinden kadınlara, emeklilerden işçilere, emekçilere… Toplumun ezici çoğunluğunun baskıcı-otoriter rejime itirazlarının yükseldiği, iktidar bloğunun İstanbul Barosu’ndan bağlı Eğitim Sen’e, üniversite öğrencilerinden gazetecilere uzanan baskı ve şiddet politikalarının artarak sürdüğü bu dönemde tüm emek ve demokrasi güçlerinin görev ve sorumlulukları artmıştır.

Mevcut bozuk düzenin faturasını; en temel haklarının her geçen gün daha fazla ayaklar altına alınması, daha fazla yoksullaşma, daha fazla geleceksizlik ile ödeyen tüm kesimler gibi bizlerin de haklarımız, özgürlüklerimiz, geleceğimiz için mücadeleyi büyütmekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Direne direne kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

Muhabir: Sinem Altunay