Bolu Milletvekili İsmail Akgül, ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan infaz ve koruma memurlarının (İKM) yıllardır çözülemeyen sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Akgül, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde; infaz ve koruma memurlarının hizmet sınıfı, kadro yapısı, özlük hakları, çalışma koşulları, iş yükü, personel sayıları ve insan hakları standartlarıyla bağlantılı yapısal sorunlara ilişkin çok sayıda ayrıntılı soruya yer verdi.

Önergede, infaz ve koruma memurlarının ceza infaz kurumlarının düzeni ve güvenliği açısından olduğu kadar toplumsal güvenlik ve adalet sisteminin işleyişi bakımından da kilit rol oynadığı vurgulandı. Akgül, bu personelin yalnızca kapı nöbeti tutan ya da koridor güvenliğini sağlayan memurlar olmadığını; hükümlü ve tutukluların günlük yaşamından rehabilitasyon süreçlerine kadar her alanda sorumluluk taşıdığını hatırlattı.

Buna karşın, infaz ve koruma memurlarının “genel idare hizmetleri sınıfı” içinde değerlendirilmesinin, görev tanımlarındaki risk ve sorumlulukla uyumlu olmadığı, maaş, tazminat, yıpranma payı ve emeklilik gibi temel başlıklarda ciddi hak kayıpları oluşturduğu ifade edildi. Akgül, bu durumun yalnızca sendikaların değil, akademik çalışmaların da altını çizdiği köklü bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Tanju Özcan’dan MHP’ye İmralı Tepkisi: “Rüyamda Görsem İnanmazdım”
Tanju Özcan’dan MHP’ye İmralı Tepkisi: “Rüyamda Görsem İnanmazdım”
İçeriği Görüntüle

AKADEMİK ÇALIŞMAYA ATIF: “HİZMET SINIFI SORUNU MOTİVASYONU VE ADALETİ ZEDELİYOR”

Soru önergesinde, özellikle “İnfaz ve Koruma Memurlarının Hizmet Sınıfı Sorununa Yönelik Bir Araştırma” başlıklı akademik çalışmaya atıf yapıldı. Bu çalışmada, infaz ve koruma memurlarının mevcut hizmet sınıfı içinde yer almasının: Kamu personeli istihdam sürecinden, görev içi yükselme ve terfi mekanizmalarına, özlük hakları ve maddi imkanlardan emeklilik koşullarına kadar tüm kariyer yolculuğunu olumsuz etkilediğinin tespit edildiği hatırlatıldı. Araştırmada, adaletsizlik ve eşitsizlik algısının çalışanlarda motivasyon kaybına, mesleki tatminsizliğe ve kurum içi huzursuzluğa yol açtığına dikkat çekildiği vurgulandı.

Akgül, bu bulgular ışığında Adalet Bakanı’na, hizmet sınıfındaki bu uyumsuzluğun giderilmesine yönelik yapılmış veya planlanan bir çalışma olup olmadığını sordu; varsa hazırlanan taslakların, idari düzenleme veya kanun tekliflerine dönüşüp dönüşmeyeceğine dair açıklama talep etti.

18 MART 2022 DÜZENLEMESİ MASADA: “KADRO VERİLMESİ SORUNUN KABUL EDİLDİĞİNİ GÖSTERİYOR”

Milletvekili Akgül, 18 Mart 2022 tarihli düzenleme ile infaz ve koruma memurlarına 3. ve 4. derece kadro hakkı tanınmasının, devletin bu personel grubunun yaşadığı mağduriyeti resmen kabul ettiği anlamına geldiğini belirtti. Ancak bu adımın, sorunların yalnızca küçük bir bölümünü giderdiğine işaret etti. Akgül, Bakan Tunç’tan bu düzenlemeye ilişkin ayrıntılı veri istedi:

*18 Mart 2022 tarihli düzenleme sonrasında kaç infaz ve koruma memuru 3. dereceye, kaç memur 4. dereceye yükseltildi?

*Bu yükseltmeler, toplam personel içinde yüzde kaçlık bir kesime karşılık geliyor?

*Söz konusu kadro yükselmesi, maaş, yan haklar, tazminatlar ve emeklilik prim günlerinde ne ölçüde iyileşme sağladı?

*Düzenleme sonrası, bu alandaki eksikleri tamamlamak amacıyla ek bir mevzuat çalışması başlatıldı mı?

Bu soruların, kamuoyuna yapılan açıklamalarla sahadaki gerçek durum arasındaki farkı ortaya koyması bakımından önem taşıdığı vurgulandı.

“GÜVENLİK HİZMETLERİ” VEYA “ADALET HİZMETLERİ” SINIFI VAADİNİN AKIBETİ SORULDU

Önergede, yıllardır tartışılan ve farklı dönemlerde kamuoyuna yansıyan “infaz ve koruma memurlarının Güvenlik Hizmetleri Sınıfına geçirilmesi” ya da buna benzer şekilde “Adalet Hizmetleri Sınıfı” altında yeniden sınıflandırılması yönündeki beyanlar da gündeme getirildi. Akgül, Adalet Bakanlığı’nın ya da Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün:

*2022 sonrasında bu konuda hazırladığı bir yasa taslağı veya idari düzenleme olup olmadığını,

*Hazırlandıysa bunun hangi aşamada olduğunu,

*Hazırlanmadıysa, daha önce dile getirilen söz ve beklentilerin neden karşılıksız kaldığını

kamuoyuna açıklamasını istedi.

PERSONEL SAYILARI, KURUM TÜRLERİ VE CİNSİYET DAĞILIMI: İLK KEZ BU DETAYDA SORULDU

Önerge, Adalet Bakanlığı’ndan yalnızca genel politikalar hakkında değil, somut ve sayısal veri talep etmesiyle de dikkat çekiyor. Akgül, Türkiye genelinde:

*Ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan toplam infaz ve koruma memuru sayısının,

*Bu personelin kadın–erkek dağılımının,

*Açık cezaevleri, kapalı cezaevleri, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları, kadın cezaevleri, çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları ve eğitim evleri gibi kurum türlerine göre personel dağılımının

ayrıntılı şekilde açıklanmasını talep etti.

Bu verilerin, hem mevcut iş yükünü görmek hem de personel planlamasını daha sağlıklı yapabilmek adına kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.

İŞ YÜKÜ, VARDİYA SİSTEMİ VE TÜKENMİŞLİK RİSKİ

Önergede, gerek akademik çalışmaların gerekse sahada çalışan personelin ifadelerinin, infaz ve koruma memurlarının iş yükü ve çalışma temposunun uzun süredir sürdürülebilir sınırların üzerinde seyrettiğini ortaya koyduğu belirtildi. Akgül, Bakan Tunç’a şu başlıklarda ayrıntılı değerlendirme yapılmasını istedi:

*İKM’lerin görev yaptığı kurumlarda kişi başına düşen ortalama hükümlü/tutuklu sayısı nedir?

*Fazla mesai, gece vardiyası ve kesintisiz nöbet uygulamaları hangi çerçevede yürütülmektedir?

*İş yükünü hafifletmek, vardiya sistemini iyileştirmek ve personelin mesleki tükenmişlik riskini azaltmak için Bakanlık tarafından hazırlanmış bir eylem planı var mıdır?

*Personelin psikolojik sağlığını korumak adına psikososyal destek hizmetleri, danışmanlık, rehberlik veya düzenli psikolojik değerlendirme mekanizmaları uygulanmakta mıdır?

Akgül, bu soruların yalnızca personelin refahı açısından değil, cezaevlerindeki güvenlik ve düzenin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi açısından da hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

HİZMET İÇİ EĞİTİM, MESLEKİ GELİŞİM VE KARİYER BASAMAKLARI

Soru önergesinde, infaz ve koruma memurlarının yalnızca güvenlik personeli değil, aynı zamanda rehabilitasyon ve yeniden topluma kazandırma süreçlerinde görev alan profesyoneller olduğu vurgulandı. Bu çerçevede Akgül, Adalet Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:

*İKM’lere yönelik hizmet içi eğitim programları hangi periyotlarla uygulanmaktadır?

*Kriz yönetimi, öfke kontrolü, insan hakları, iletişim becerileri ve stresle başa çıkma gibi alanlarda sürekli eğitim veriliyor mu?

*Cezaevi içi olaylarda personelin hedef haline gelmesini önlemek ve olası krizleri büyümeden yönetmek için güvenlik ve iletişim odaklı mesleki eğitimler güncellenmekte midir?

*İnfaz ve koruma memurlarının, meslek içinde yükselme ve görevde ilerleme imkanları hangi esaslara göre belirlenmektedir; bu konuda yeni bir düzenleme planlanmakta mıdır?

İNSAN HAKLARI STANDARTLARI İLE ÇALIŞMA KOŞULLARI BİRLİKTE ELE ALINMALI

Önergede, modern ceza infaz sistemlerinde, infaz ve koruma memurlarının rolünün yalnızca “gözetim ve güvenlik” ile sınırlı olmadığı; rehabilitasyon, topluma yeniden kazandırma ve insan haklarına saygılı infaz politikalarının da bu personelin günlük uygulamalarıyla doğrudan ilintili olduğu vurgulandı.

Akgül, Adalet Bakanlığı’nın:

*Ceza infaz kurumlarında insan hakları standartlarını yükseltmeye dönük yürüttüğü veya planladığı çalışmaların neler olduğunu,

*Bu çalışmalarda infaz ve koruma memurlarının çalışma koşulları, iş tanımları ve personel politikalarının nasıl konumlandırıldığını,

*İnsan hakları standartlarındaki iyileşmelerle eş zamanlı olarak personelin özlük hakları ve çalışma şartlarını güçlendiren bir mevzuat değişikliğinin gündemde olup olmadığını

açıklamasını istedi.

Akgül ayrıca, eğer böyle bir mevzuat çalışması yoksa, “Neden bugüne kadar gündeme alınmadı?” sorusuna da net bir yanıt verilmesini talep etti.

“SOMUT TAKVİM VE EYLEM PLANI AÇIKLAYIN” ÇAĞRISI

Önergenin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Adalet Bakanlığı’ndan somut takvim ve eylem planı istenen kısım oldu. Bolu Milletvekili İsmail Akgül, infaz ve koruma memurlarının:

*Hizmet sınıfı başta olmak üzere,

*Kadro, maaş, emeklilik ve yan hakları,

*Çalışma koşulları, iş güvenliği ve psikososyal destek ihtiyaçları konularında uzun süredir beklediği düzenlemeler için Bakanlığın elinde hazır bir eylem planı olup olmadığının kamuoyuna açıklanmasını istedi. Plan varsa, bunun ne zaman başladığı veya başlayacağı, hangi aşamalardan oluştuğu ve kaç yıllık bir perspektifle hazırlandığı soruldu.

BİNLERCE İKM VE AİLELERİ CEVAP BEKLİYOR

Akgül’ün TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesi, ceza infaz kurumlarında görev yapan binlerce infaz ve koruma memurunun yıllardır dile getirdiği sorunları bir kez daha Meclis gündemine taşımış oldu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, bu ayrıntılı sorulara vereceği yanıtların: İnfaz ve koruma memurlarının geleceğine, Ceza infaz kurumlarının işleyişine, Adalet sisteminde çalışan hakkı–insan hakları–güvenlik dengesi açısından yeni bir yol haritası çizip çizmeyeceği merakla bekleniyor.

Muhabir: Sinem Altunay