Rahmet ayı yine geldi ve geçti. Bu mesut zamanı yeniden yaşamak için gelecek Ramazan’ı bekleyeceğiz; ama kim öle kim kala…

Bayramlarda, genelde, köyüme gider, büyüklerimle bayramlaşır, küçüklüğümde yaşadığım bayramları hafızamda tazelerdim.  Büyüklerimiz rahmete kavuştular. Cami çıkışında tanıdığım simalar parmakla sayılacak kadar azaldı. Tanıdık azalınca, kendimi misafir gibi görmeye başladım, artık bayramlarda pek gitmemeyi tercih ettim.

Fakat Amcaoğlu üniversite de görevli Prof. Selami Özsoy telefon edip “bayram namazı için köye gidelim mi” dediğinde, biraz terettüp etsem de, gitmeye karar verdim.

Bayram sabahı arabamıza Damadımız Doç Dr. Ufuk Turan ve oğlu Mahmut Selim Korkmazı’da alarak Abant yolu üzerinden köyümüze ulaştık. Köy cami lebe leb dolu idi ve yere döşenen elektrikle ısındığı için epey sıcaktı.

Cami çıkışı yaş durumuna göre sıralanıp, her kes birbirinin bayramını kutladı. Yüzlerde gülümseme eksik olmuyor, insanlar birbirine sevgi ve muhabbetini gösteriyordu. Zannediyorum, bayramlarda bulunan bu güzel ortam, başka hiç bir yerde bulunmuyordur.

Genelde, Bolu köylerinde bir gelenek olarak, misafirler, yemek çıkaran evlere taksim edilir. Hane sahibi kendi evinde bayram misafirlerini ağırlamanın mutluluğunu yaşar. Tüm bunlar Ramazanı tamamlayanlar bayram ibadetinin bir parçasıdır.

Biz büyüklerimizin kabirlerini ziyaretten sonra köyümüzden ayrıldık.

Bayramlarda siyasi parti ve bazı sivil toplum kuruluşlarında bayramlaşmalar olur. Bizim, geçmişte olduğu gibi, her hangi bir parti ile bir organik bağımız olmadığı için, artık, bu tür bayramlaşmalara katılamıyoruz ama Süleymaniye talebe yurdundaki bayramlaşmaya katıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Orada ömrünü büyük bir davaya adamış, gönlü zengin, ön yargısız, ileriye dönük çıkar hesapları olmayan insanların bulunduğu bayramlaşmaya katılmak benim için bir farklılıktı. İyi ki katılmışım dedim.

Bu Bayram tatil dokuz güne çıkarıldı.

Bu uzun tatilde birçok insan sıla-i rahim olarak doğduğu memleketi, köyünü ve akrabalarını ziyaret etti. Akrabaların birbirini ziyaret etmesi dini ve insani vazifelerimizdendir.

 Dinimiz, bu tür akraba ziyaretlerinin yanında, tebdili mekânı, seyahat etmeyi, farklı mekânları da görmeyi teşvik etmiştir.

Bu uzun tatilde, bizim çocuklar Göynük’e gidelim dediler. Göynük her yönü ile önemli bir ilçemiz…

Yıllar ince Bolu valiliğin düzenlediği bir programa katılan ulusal basından bir muhabir Göynük’ü “ Huzur vadisi” olarak tanımlar ve “gözlerinizi, ruhunuzu dinlendirmek istediğinizde bir hafta sonu rotanızı göynük’e çevirin! Birbiri ile güzellik yarışına giren gölleri ve dünya mirası Safranbolu’ya nispet yapan evleri ile tam bir huzur sığınağı” diyerek, tarih kokan bu şirin ilçemizi okuyucularına tanıtır…

Bizde,  ailecek iki araba ile buram buram tarih kokan ve aynı zamanda İstanbul’un manevi Fatih’i Akşemsettin hz kabrinin bulunduğu şirin ilçemiz Göynük yoluna koyulduk.

Önce Akşemsettln hazretlerini ziyaret…  Ve Süleyman Paşa Camii… Cami bir süre önce yangın geçirmişti. Aslına uygun olarak restore edildi. Ahşap doku camiye bambaşka bir güzellik katıyor ve insana huzur veriyor.

 Ağacın hâkim olduğu bölgemizdeki camiler için ahşap doku motifinin çok önemli görüyorum. Maalesef, son yıllarda inşa edilen birçok camiye baktığımızda, estetikten uzak, zevksiz döşenen çinilerle ruhsuz bir beton yığını haline getiriliyor. Oysa Cami Allah’la baş başa bırakan ve ruhu dinlendiren mekânlardır. Bu vesile ile bu önemli konuya kısaca da olsa değinmiş olduk.

Akşemsettin Hazretlerini ve Cami ve çarşı ziyaretinden sonra daracık ara sokaklardan geçerek, epey yamaçtaki Zafer kulesine çıktık. Zafer kulesi kilitli olduğu için kuleye çıkılmıyor; ama tepeden Göynük’ü seyretmenin, yeşillikler içersindeki tarihi evlerinin ihtişamını görmenin zevkine doyum olmuyor.

Bu ziyaretlerden sonra şirin ilçemizden ayrılıyoruz. Yol üzerinde Çubuk gölüne uğramadan da geçemiyoruz. Bu ara da yol üzerindeki bir alabalık çiftliğine de uğruyoruz.

Netice-i kelam böylesi güzelliklerle dolu bir bayramı daha geride bıraktık. Daha nice bayramlara ulaşmak dileği ile…

Kalın sağılacakla…

Günün sözü:

Seyahat edin sıhhat bulun! Hz Muhammet (s.a.v.)