Boluspor, Esenler Erokspor maçı, mağlubiyeti
Boluspor adına bir dönüm maçı olabilir mi? Olmalı mı?
Şimdi bunu irdelemek lazım. Bu maç, çok ciddi bir kendimizi baştan ayağa sorgulamamız adına gerçekleri karşımıza çıkaran bir maçtı.
Maçta ne/ neler oldu?
Esenler Erokspor, kırmızı kart görüp, liderlik fırsatını tepmemek adına, ayağına gelen fırsatı tepmemek adına, müthiş direnç göstererek, her oyuncusu 2 kişilik oynadı.
Galip olan ve karşısındaki rakibin 10 kişi kalması nedeniyle, rehavete kapılan Boluspor, bocaladı. Sonrasında bir şaşkınlık ki sormayın!
Rehavet ise, Boluspor’u farklı mağlubiyete taşıdı.
Evimizde, farklı mağlup olduk.
Rehavet, derken şaşkınlıkla gelen telaş, oyun içinde lidersizlik, hayallerle-gerçeklerin karşı karşıya gelmesi sonrasında takım olarak şaşkınlaştık.
Maç içinde hatalı oyuncu değişiklikleri,
Güvendiğimiz dağlara hep beraber karlar yağdırılması,
56. Dakika da, santrofor M.Boakye’nin, oyun dışına alınıp, yerine giren İ. Rasheed’in yokları oynaması, Esenler Erok Sporu daha da güçlendirdi.
Eski hocamız, Esenler Erokspor hocası Osman Özköylü’yü hava attırdı.
Maç bitti, hala şaşkınız.!
Kenar yönetimi ne olursa olsun, maç oynanırken şaşmamalı!
Her oyuncumuz, teknik kadro maç sonu bunu mutlaka düşünmüştür.
Neden kaybettik diye?
Bu düşünceler yere sağlam basmamıza neden olacaksa kazanırız.
Yok, yandık, bittik edebiyatı yapacaksak, yol alamayız.

Rehavete kapıldık. Gurura kapıldık. Telaşlandık. Takım oyunumuzu kaybettik. Toparlanamadık. Atı alan Üsküdarı geçerken, biz hala kendimize gelemedik
Maçta, takımı sürükleyecek lidersizlik nedeniyle de, oynarken, ne yapacağımızı bilemedik.
Sayın Mustafa Er ve ekibi de oyunu eksik, yanlış okuyunca,
Acı gerçekle karşılaştık.
Bu maçın ağırlığını bizler tam anlayamadık.

Federasyon bile bu maçın önemi nedeniyle,
Süper lig Hakemi, Yiğit Arslan’ı bu maçın yönetimini, vermesini bile tam yorumlayamadık.
Gerçi Yiğit Arslan’ın penaltı kararı verdiği pozisyon nedeniyle, tartışılmalıdır.
Verdiği kırmızı kart kararı sonrası, bu hatasını telafi edebilmek adına, bana göre Boluspor’u yakan bir karardır. Burada oyuncumuz Liço’da kusurludur. Gereksiz forma çekmek, egosu büyük(!)düdük Arslan’a koz vermek olduğunu inşallah anlamıştır.
****
Bu maç hepimizi yordu.
İki gündür kendime gelemedim desem yeridir.
Tabi ki hepimizi yordu bu maç.
Bolu’da, ünlü ünsüz herkesi bu maç düşündürdü.
Bu maçtan da kazancımız olmalı.
Rakip 10 kişi mi kaldı, herkes 2 kişilik oynamalı, 22 kişiye 10 kişi top oynuyoruz şeklinde takım oyuna ağırlığını koymalıydı.
Bu da acı bir tecrübe oldu.

GALATASARAY, BEŞİKTAŞ MAÇI.
Dün mükemmel bir derbi maçı izledik. 12. Dakikada golü yiyen Galatasaray’ın 26 dakikada, en iyi defans oyuncusu Singo’nun sakatlanması ve stoperi Sanchez’in 36 dakikada kırmızı kart görmesi sonrası defansın bel kemiklerini kaybettiler. Saha da 10 kişi kaldılar.

İkinci yarı, Galatasaraylı her oyuncu 2 kişilik koşmaya başlaması, direnç göstermesi, sonunda oyun 1-1 berabere bitmesindeki gerçeğin esprisi, “direnç ve rehavet” diye özetlemek istiyorum. Bu maçtan da ders almamız gerekir diye düşünüyorum

BOLU’DA MAÇ SONU
Maç sonunda Sayın Mustafa Er Hoca, şunları söyleyerek maçı sıcağı sıcağına yorumlamış, özet olarak demiş ki:

"Kötü mağlubiyet. Rakip 11 kişiyken daha iyi oynadığımızı söyleyebilirim. Rakip yaklaşık 50 dakika 10 kişi oynadı.
Maalesef o süreçte 2-0 aleyhimize işledi. İkinci yarı oyuna bir türlü giremedik. Çok daha üretken ve baskılı olmamız gerekiyordu. Kesinlikle mazeret üretemeyeceğimiz bir maç. 9 haftanın en olumsuz maçı diyebilirim. Maça iyi başladık, golü de bulduk. Oyunun kontrolü de bizdeydi. Giren oyunculardan da katkı alamadık. Camiamızdan özür diliyoruz"

Sayın Mustafa Er, samimi ve yapıcı bir hocadır. Hocayı da, futbolcuları da bu zor zamanlarda sahiplenmek lazımdır.
Onlardan da beklentilerimizi yazalım.
Sayın Mustafa Er ve kurmayları, oyuncularıyla birlikte bu maçı değerlendireceklerdir.
Burada en önemli gerçek, her ne olursa olsun, 90 dakika süresince, rehavete kapılmamak, takımın oyun kültürünü oluşturabilmesi, oyun içinde lider oyuncunun/oyuncuların takıma verecekleri sinerjinin geliştirilmesi ACİLEN gereklidir.
Bu gün Esenler Erok spor ligde bu galibiyetle, 19 puanla liderdir.
Eğer, bu eksikliğimizi takım olarak görebilirsek eğer,
İleride bu koltukta, liderlikte Boluspor’u göreceğimiz aşikardır.;
Yazalım:
Ben kültürü yerin dibine batsın, BİZ kültürü baş tacımız olsun.
Breysel değil, takım oyunu kültürü her zaman kazansın.
Rehavete kapılmak değil, Mücadele eden adaleler, akılcı koşsun.
Kenar yönetimi kurmayları, iyi bir görev tanımı oluştursun.
Her zaman saldırmak değil, bazen de siperlenmek lazım olacağını fark edebilmek lazım.

GELECEĞE AKILCI BAKMAYA DEVAM.
Hoca değişikliği gibi bir fikir, akılcılık değildir. Bu tür saftirik açıklamalar, Bolumuza faide değil, kulüp başta olmak üzere herkese zarar verir. Bu tür fikirlere sıcak bakılamaz. Dere geçilirken at değiştirilemez.

Bu gibi acı reçeteli maçları takım olarak değerlendirmeli, acı reçeteler mutlaka uygulanmalıdır.
Bu tür maçlarda, suçlu aramak değil, çözüm yollarını birlikte nasıl aşabileceklerini görmelerini sağlamalıdır.

Her hafta yazıyoruz;
Futbol dört ihtimalli bir oyundur.
Galibiyet, beraberlik, mağlubiyet ve dördüncüsü ne olursa olsun Boluspor’u sevmek.

HAYAT DEVAM EDİYOR

Milli Maç için bu arayı iyi değerlendirmek lazım.
Başta Yönetime, teknik kadroya, futbolcularımıza hep beraber sahip çıkmamız lazım.

Boluspor Yönetimine de kolaylıklar dileyelim. Onların yanında olmamız gerekiyor. Onları desteklememiz gerekiyor.

M. Akifin sözünü de yeri gelmişken hatırlayalım:
“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, İki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”

Bu gün Sinanları ve Süleymanları Bolu’da bulmak çok zor.
Elimizde sırça sarayımız Boluspor’u yiğit kalplerin dışında da, korumak ta çok zor.
Sevenlere kolaylıklar diliyoruz
..
Üzüntü ve gerçekler karşımızda. Çabuk aşmamız gerekiyor.
Seçmek gerekiyorsa eğer,
Hep kalıcı olan ve olacak olan “Boluspor’u” seçmek gerekiyor.