Geçen haftadan devam ediyorum.
…/.
Ahmet Amca, AİBÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nin kapasitesinin çok üzerinde çalıştığını ve çevre illerden gelen hastalara da hizmet verdiğinden Bolulu hastaların çok sıkıntı çektiğini biliyor. Gerçekten de Üniversite Hastanesi tıklım tıklım dolu, araba park yeri bulmak imkansız. Her yer araçlarla dolduğundan, araçlar çok uzaklara park ediliyor ve uzun süre yürüyerek hastaneye gitmek zorunda kalıyoruz. Poliklinikler ise çok kalabalık ve hasta yoğunluğundan iğne atsan yere düşmüyor. Hepimiz bu şikayetimizi Ahmet Amca’ya anlattık. Kendisi de bu duruma çok üzülüyor.
Ahmet Amca, “Personel iş yükü altında eziliyor, kâfi gelmiyor. Valiyi sıkıştırıyorum. Yakın vilayetlerden hasta geliyor, izdiham oluyor. Oranın projesini Uğur Tunçok yapmıştır. Gelişmeye müsait, ileride büyürse diye. İstanbul tarafı ve giriş tarafına ekler yapılabilir. Artık bizim gücümüz yeni hastane yapmaya yetmiyor. Bizim bütçemiz ekonomik gidişat nedeniyle büyük inşaatlar yapmamıza elvermiyor. Amcam, “Bağış almayın, benim varlığımla yapılsın.” demişti. Bu nedenle bağış toplamıyoruz biz. Zira büyük bir şahıs gelir, nasıl kazandığını bilemeyiz. Bağış yapanın kazancı helal işlerden geçmeli. 5-10 bin ₺ gibi bağış yapanlar oluyor; bunu Vakıf hesabından görüyorum. Buna çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
Boluluların bildiği gibi Ahmet Baysal ve ablası Mebrure Bağışgil 20 yıldır Yakacık Darüşşafaka Rezidans’ında kalıyorlar. Solmaz Baysal ve Mebrure Hanım’ın eşi İlhan Bağışgil de aynı Rezidansta kalıyorlardı. Ahmet Amca ve Mebrure Hanım, burada kalmaktan çok memnunlar. Ahmet Amca, “Göztepe’de 2 evimi verdim, ayrıca para da verdim. Çok memnunuz, iyi ki gelmişiz. Bize çok iyi bakıyorlar. Ne yapacaklarını bilemezler. Her şeyimize bakıyorlar. Darüşşafaka ayrıca 1.200 öğrenciye burs veriyor, öğrencilerin her şeyini karşılıyorlar. Amcam da Maslak’ta huzur evi yapıyordu. Huzur evinin yapımı amcamın çok hoşuna gitmiş ki, inşaatın yanından geçerken arabayı durdurur, inşaata bakarmış. Yaşlanınca burada kalacağım, derdi. İstanbul Sarıyer’de de bir huzurevimiz var, Sosyal Hizmetler işletiyor. İşte Bolu’da da böyle bir yer olsa çok güzel olur.” deyince hemen Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi Ayşe Çelikbaş heyecanla, “Bolu’ya da sosyal alanları olan kaliteli bir emekliler yaşam merkezi yapılsa. Emekliler maaşlarını verirler, burada yaşıtları ile birlikte kalırlar. Siz söylerseniz insanlar iştaha gelir.” deyince hepimiz bu fikri destekledik.
Belediye Başkanımız Tanju Özcan’ın Bolu’ya böyle bir projesinin olduğunu biliyoruz. Hatta Elmalık Köyünde yaşlılar köyü için yerin ayarlandığını öğrendik. Türkiye’nin nüfusu hızla yaşlanıyor. Gelecek yıllarda böyle yerlere daha çok ihtiyaç olacak.
Ahmet Amca, “Artık bizim gücümüz yok. İlk defa yaptığımız Çakmaklar Huzurevinin yerini Taşman ailesi bağışlamış. İnşaatına Bolu Bağışçılar Vakfı başlamış. Altından kalkamayınca bize başvurdular. Huzurevini tamamladık, şimdi Sosyal Hizmetler işletiyor ve burada paralı kalınıyor. Yapılması istenen yaşlılar köyü için koşturacak bir yatırımcı bulmak lazım. Bolu’ya gelince Belediye Başkanı ile görüşeceğim. Bolulu hanımlar beni ziyarete geldiler ve benden bir tek şey istediler, Bolu’ya bir yaşlılar yaşam köyü yapılmasını istiyorlar diyeceğim. Size söz veriyorum, bu isteğinizi tanıtmaya ve ilgililere söylemeye çalışacağım.” diye söyledi.
Şu anda İzzet Baysal Vakfı, Mengen’e 5 km. mesafede üniversite kampüsü yapıyor. Ahmet Amca, “Köylüler 22 dönüm arazi bağışlamışlar. Köylünün arazi bağışlaması az bir şey değil.Bir inşaatta arazi çok önemli bir yer tutar. Biz de bu nedenle kampüsü yapmaya karar verdik.” dedi.
Bu arada Ahmet Amca’nın Türk Sanat Müziğini çok sevdiğini bildiğimden ve daha önce Darüşşafaka’da konser verdiğimizden, Ahmet Amca’ya Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı Türk Sanat Müziği Korosu olarak bir konser verelim, dedim. Ahmet Amca hemen Rezidans Müdürünü çağırdı ve hemen konser hazırlıklarının yapılmasını istedi. Şimdi 3 Nisan Perşembe günü koro grubu olarak İstanbul’a gideceğiz ve konserimizi vereceğiz.
Sohbetimizin sonuna doğru Bolu’ya ve gençlere söylemek istediğiniz bir husus var mı, Bolu’dan bir isteğiniz ve arzunuz var mı, diye sorduk.
Ahmet Amca, “Çocuklarımın hepsini öpüyorum, kucaklıyorum onları. Ben gelemiyorum, siz gelin. “ dedi.
AİBÜ için de, “Ülkemizde, Dünya’da ilk 10 üniversite arasına giren üniversitemiz yok. İlk 10’a bir kaç üniversitemizin girmesi lazım. İnşallah ileride olur. Ancak eğitim yeterli değil.” diyerek üzüntüsünü ifade etti.
Mebrure Hanım da,”Biz Bolu’muzu çok severiz. Gençler çok çalışın. Tüm Bolu’ya selam ve sevgilerimizi iletin.”diyerek herkese mesajını iletti.
Ahmet Amca ve Mebrure Hanım, bizi dış kapıya kadar yolcu ettiler. Bu iki güzel insandan ayrılmak zor olsa da tekrar tekrar öperek ve kucaklayarak Bolu’ya dönmek üzere bizi bekleyen aracımıza bindik. Yol boyunca iyi ki ziyaret etmişiz diyerek mutlu mutlu Bolu’ya döndük…