Kapogem Kadınlar İçin Politika Geliştirme Merkezi’nin hazırladığı “Dünya’da Kadın Hareketinin Tarihsel Gelişimi” konusunda bir yazı hazırlamış ve kadın haklarının hangi aşamalardan geçtiğini sırasıyla göstermiş. Türkiye’de ve Bolu’da çeşitli kadın dernekleri, kadınların cinsiyet ayrımcılığı, erkeklerle eşit haklardan yararlanması, yasal haklar, eğitim, sağlık gibi konularda çalışıyor. Bu yazı, kadın derneklerinin gönüllü çalışanları için güzel bir bilgilendirme olur diye düşünüyorum. Ben konuşmalarımda bu bilgilerden çok yararlanıyorum:
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Dünya’da kadın hakları geçmişi 1857 yıllarına dayanır. ABD’de hak isteyen kadınların hareketi, 1910 yılında toplanan Sosyalist Enternasyonel ve 1917 yılındaki Rusya’daki kadın işçilerin grevine dayanır.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’de erkek işçilerle eşit ücret ve eşit haklar isteyen tekstil fabrikası işçisi kadınlar grev halinde iken fabrikada çıkan yangında, kapıların üzerlerine kilitlenmesi ile 129 kadının yanarak ölmesinden sonra, Danimarka’nın Başkenti Kopenhag’da toplanan II. Sosyalist Enternasyonel toplantısında Alman Sosyalist Lider Bayan Clara Zetkin tüm dünyadaki emekçi kadınlar için bir uluslararası gün tespit edilmesini önerir. 23 Şubat 1917 tarihinde Rus kadın işçiler grev kararı alırlar. Rus Gregoryen takvimde 8 Mart tarihine tekabül eden bu tarihte kadınların yaptığı bu grev Kasım 1917 Rus ihtilalinin öncüsü olmuştur. ABD’deki grevden 118, Sosyalist Enternasyonelden 65 yıl uzun bir aradan sonra 1975 yılında Birleşmiş Milletler bu yılı “Dünya Kadın Yılı” ilan eder. 1977 yılında ise tüm üye ülkelere çağrıda bulunarak 8 Mart tarihini “Dünya Kadınlar Günü” kabul eder.
Dünya Kadınlar Günü resmiyet kazandıktan sonra, her yıl kutlanmaya başlanmıştır. 8 Mart tüm kadınların yaşam standardı ve koşulları ne olursa olsun kadınları bir çatı altında toplama çağrısıdır. Dil, din, ırk, mezhep gözetmeksizin, kadınlar karşılaştıkları sorunları ve bu sorunların bertarafı için çaba harcayan kadınların birlik olma çağrısıdır.
DÜNYA KADIN KONFERANSLARI
Birleşmiş Milletler’in 27 Nisan 1945 yılında kurulmasından sonra, 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ırk, dik, din, cinsiyet ayrımı gözetilmemesi maddesi kadının insan haklarını ülkelerin gündemine taşıdı. Türkiye 6 Nisan 1948 tarihinde bu beyannameyi hazırlayarak kabul etti. Yine BM bünyesinde 1946 yılında kadının statüsü birimi kuruldu. Ardından BM 4 adet kadın konferansı tertip etti.
İ. Dünya Kadın Konferansı:
BM kuruluşundan 27 yıl sonra, kadın yılı ilan ettiği 1975’te Meksika’nın başkenti Mexicco City’de ilk kadın konferansını gerçekleştirdi. Bu konferansta 1975-1985 kadının 10 yılı ilan edildi. Uzun yıllardır ihmal edilen kadının insan hakları üye ülkelerin gündemine taşındı. 27 ülkede eşitlik mekanizmaları kurulmasına ve BM bünyesinde INSTRAW adı altında bir araştırma merkezi ve kadın için kalkınma fonu UNIFEM kuruldu.
Özet olarak bu toplantıda kadın kalkınmanın temel ve eşit öznesi olarak algılanmaya başlamıştır.
II. Dünya Kadın Konferansı:
Kopenhag’da 1980 yılında yapıldı. Bu toplantıda CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) genel kurul tarafından kabul edildi. 1980 yılında sözleşme üye ülkelerin imzasına açıldı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 165 ülke tarafından imzalanmıştır. Böylece Türkiye de taraf ülke olmuştur.
III. Dünya Kadın Konferansı:
Nairobi’de yapılmıştır. Kadın için eşitlik, barış, kalkınma konuları tartışılmıştır. Pek çok hükümetler arası organizasyon ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı konferansta 157 ülke temsil edilmiş, ileriye dönük stratejiler belirlenmiştir. Toplantıda kararlar 3 kategoride toplanmıştır:
1-Yasal adımların atılması
2-Sosyal katılımda eşitlik
3-Siyasi katılımda ve karar anında eşitlik
Bu konuların üye ülkelerce işlenmesi ve irdelenmesi tavsiye edilmiştir.
IV. Dünya Kadın Konferansı:
1995 yılında Pekin’de gerçekleştirildi.4-15 Eylül 1995 tarihinde Ekonomik ve Sosyal Konseyin kararlarıyla bu konferans bir “taahhütler konferansı” olarak planlanmıştır. 189 ülke temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen Pekin Deklerasyonu ve Eylem Platformu isimli 2 belge kabul edilmiştir. Pekin Deklerasyonu, hükümetleri kadının güçlenmesi ve ilerlemesi, kadın-erkek eşitliğinin geliştirilmesi ve toplumsal cinsiyet perspektifinin ana politika ve programlara yerleştirilmesi konularında yükümlü kılmakta ve Eylem Platformunun hayata geçirilmesini öngörmektedir. Eylem Platformu ise kadının güçlendirilmesinin gündemi olarak tanımlanmaktadır. Eylem Platformu kadının özel ve kamusal alana tam ve eşit katılımı önündeki engellerin kadınların ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi karar alma pozisyonlarında ve mekanizmalarında yer almaları yoluyla ortadan kaldırılabileceğini ifade etmektedir.
Eylem Platformunun uygulanması ve izlenmesinde temel görev hükümetlere verilmiştir ve Platform uyarınca bu görev BM kuruluşları, bölgesel ve uluslararası kuruluşlar, gönüllü kuruluşlar ile sivil toplumun tüm katılımcılarının işbirliği ile yerine getirilecektir. Dördüncü Dünya Kadın Konferansında, Türkiye’nin 2000 yılına kadar çözüm bulmayı taahhüt ettiği dört temel sorun alanı;
-CEDAW Sözleşmesine konulan temel çekinmelerin kaldırılması
-Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılması
-2000 yılına kadar kadın okumaz yazmazlığının ortadan kaldırılması
-Anne ve çocuk ölüm oranının %50 oranında