İlk Bahar geldi. Adriyatik’ten Büyük Okyanusa, Kafkaslardan Ortadoğu’ya milletçe Nevruz Bayramını kutladık. Doğa uyandı. Toprak canlandı. Ormanların yeşilliği tazelendi. Toprak adeta çiçek tarlasına döndü. Gözlerimizin görüş alanına giren her yer rengârenk, burnumuzun duyarlılığı nispetinde nadide kokular her tarafı kapladı. Adeta bir çiçek okyanusunun ortasındayız. İlkbaharın müjdecisi kardelenlerden çiğdemlere, nergislerden lalelere her çiçek başını kaldırdı. Beslendikleri toprak bir, emdikleri su aynı, ısındıkları güneş ortak; fakat kokuları ayrı, renkleri değişik güzellikleri farklı. Bu değişik ve farklı özellikleri, renkleri, kokularıyla, Allah’ın lütfu güzellikleriyle bize merhaba diyorlar. Kıskançlıkları yok. Birbirleriyle itişip kakışmıyorlar. Sadece kendi güzelliklerini insanların gözlerine, kokularını insanların burunlarına ve insanların anlamadığı dilleriyle kulaklarına hitap ediyor ve kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Kuşları, kelebekleri, arıları, çeşitli böcekleri davet edip, bütün özellikleriyle onların hayranlığını kazanmaya çalışıyorlar. Büyük ozanımız Âşık Veysel’in sazı ve sözü aracılığıyla bize kendilerini tanıtırken başkalarına laf atmıyor, onları incitecek söz etmekten adeta kaçınıyorlar. Kendi güzelliklerini anlatırken, başkalarını zemmedip kırmamaya özen gösteriyorlar.

Çiğdem der ki ben âlâyım/ Yiğit başına belayım/ Her çiçekten ben âlâyım/ Benden âlâ çiçek var mı?

Lâle der ki behey Tanrı/ Benim boynum neden eğri/ Yardan ayrı düştüm gayrı/ Benden âlâ çiçek var mı?

Nergis der ki Ben nazlıyım/ Sarp kayalarda gizliyim/ Mavi donlu gök gözlüyüm/ benden âlâ çiçek var mı?

Demokratik sistemlerde yönetim alanlarının çiçek bahçelerini siyasi partiler, dernekler, vakıflar ve sendikalar oluşturur. Bunların hepsi demokrasiler için birer nadide çiçektir. Çalışmaları ve amaçları yasalarla tespit edilmiş ve onların kontrolüne bırakılmıştır. Dernekler ve sendikalar tüzükleri, vakıflar senetleri ve partiler de programları ile kendilerini sınırlandırmışlardır. Onları diğer benzerlerinden ayıran bu özellikleridir. Onların renkleri, kokuları, güzellikleri ve diğer özellikleri bunlarla izah edilebilir, diğerlerinden bu özellikleriyle farklılıklarını ortaya koyabilirler. Millete kendilerini bu farklılıklarıyla anlatırlar. Onların kabulünü ve tasviplerini bu farklılıklarıyla kazanarak iktidar olmaya çalışırlar. Bu kurumlar demokratik siyasi hayatımızın vazgeçilmez unsurlarıdır. Ne var ki başta siyasi partilerimiz olmak üzere diğer demokratik unsurlar dünyanın hiçbir ülkesinde bu ölçüler çerçevesinde çalışmamakta, benzerleriyle yarışı bu çerçevede yürütmemektedirler.

Demokratik sistemlerde halkın tasvibini alıp sandıktan çıkan partiler belli bir süre için yönetim yetkisini kazanırlar.  Bu durum onların programlarının halktan tasvip gördüğü anlamına gelir. İktidarda kaldığı süre içinde programlarını uygularlar. Diğer partilerde onların bu uygulamalarını dikkatlice izleyerek halk yararına olmayanları halka şikâyet ederek bir dahaki seçimlerde halkın oylarını almaya çalışırlar. Görülüyor ki demokrasilerde seçimleri kazanarak programlarını yürüten bir iktidar partisi var, bir de halkın kendi adlarına kontrol yetkisi verdiği muhalefet partileri var.

Muhalefet partileri genelde iktidar partisinin icraatlarına tenkit nazarıyla yaklaşırlar. Meclise girsin ya da giremesin her muhalefet partisi kendi programına bağlı kalarak iktidar partisinin icraatlarını kontrol eder ve düşüncelerini halkla paylaşır. İktidar partisinin yaptıklarından iyi ve doğru gördüklerini ya sessizce geçirir, ya da açık yüreklilikle takdirlerini milletçe paylaşır. Nadir görülen böylesi durumlar o muhalefet partisine milletin güvenini kazandırır.

Bizde sayısı yüz yirminin üzerinde olduğu söylenen siyasi parti var. Bu, ülke yönetiminde birbirinden farklı o sayıda programın olduğu anlamına gelmektedir. Bu partilerin çok azı meclise girmiş, ondan daha azı da gurup oluşturma imkânına kavuşmuştur. Gerek mecliste, gerekse meclis dışında kalmış siyasi partiler siyasi iktidarı kontrol etmek ve yanlışlarını milletle paylaşmak durumundadırlar. Bu görevi yerine getirmeyen her parti varlığına gölge düşürür, belli bir süre sonra da varlığı sona erer. Muhalefet partileri siyasi iktidarın icraatlarını tenkit ederken, programları gereği kendi düşüncelerini de ortaya sürerler. Yani her muhalefet partisi iktidarı kendi programları penceresinden bakarak eleştirilerini ortaya koyar, çözüm tekliflerini de milletle paylaşırlar.

İktidarı tenkit ederken kendi görüşlerini ortaya koymayıp diğer muhalefet parti ya da partilerinin düşüncelerini paylaşan ve onların düşüncelerinin peşine takılan partiler, bilmeden kendi ayaklarına sıkmış, kendi varlıklarına son vermiş olurlar. Böyle partilerin mensupları bir zaman sonra kendilerini düşüncelerini paylaştıkları partilerin yanında ve içinde bulurlar. Her siyasi parti her konuda programlarına uygun kendi orijinal görüşlerini ortaya koyarak milletin tasvibini kazanır ve iktidara yürür. Aksi halde başka partilerin düşünceleriyle iktidara muhalefet ettiğini zanneden partiler düşüncelerini paylaştıkları partilerin değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapamazlar.

Siyasi hayatımızın vazgeçilmez unsurları olan partiler siyaset tarlamızın nadide çiçekleridir. Her çiçeğin kendine has rengi, kokusu, şekli ve güzelliği varsa; her siyasi partimizin de siyasi hayatımıza güzel bir katkısı ve verdiği bir havası vardır.  Siyasi partilerimizin hizmet ettikleri millet aynı, yüceltmek istedikleri devlet aynı ve hedefleri birdir. Ancak yolları farklı, politikaları değişiktir. Bundan dolayı her siyasi partimiz farklı programlarıyla ortaya koyduğu şekil, renk, koku ve güzelliği milletimize arz etmeyi kendine görev bilmeli; bu güzellikleri milletimizle her fırsatta paylaşmalıdır. Başka partilerin peşine takılıp onların içinde kendilerini kaybeden siyasi partiler bilmeden kendi ayaklarını kaydırmış, hayatlarına son vermiş olurlar. Ben her siyasi partimizin her fırsatta ve her yerde milletimize kendi düşünce ve programlarını sabırla anlatmalarını dilerim. Bir gün bu yüce millet doğruyu görecek ve ona yönetim kapılarını sonuna kadar açacaktır. Demokrasi tarihi bunun örneklerinden ibarettir.

Yeniden buluşmak üzere, kalın sağlıcakla.