Yahu siyaset, sen nasıl bir şeysin!
İnni misin, cinni misin, yoksa şeytanla kardeş misin?
Mevki, makam, para uğruna melek gibi insanları bile yoldan çıkarıyor, renkten renge sokuyor; ne kimlik, ne karakter ne de şahsiyet bırakıyorsun.
Hak etmeyen insanlara ‘ağamsın paşamsın’ dedirtiyor, karşılığında kamışı NEY, şalgamı YAĞ, abdalı BEY bile yaptırıyor, donsuzlara don dağıtıyorsun.
Yetmiyor…
Aklen fukara olanları bile fikren ukala tipine sokup boş dolu konuşturabiliyorsun.
***
Dün kanlı bıçaklı olanlar, birbirine söylemedik laf bırakmayanlar bile sayende bir araya gelip, can ciğer kuzu sarması olup, kucaklaşabiliyor.
Birbirlerini sonsuz iltifatlara boğup ‘Canımsın, kardeşimsin ’ diyebiliyor.
Bizi öyle bir hale getirdin ki; milli, dini ve insani değerleri yerle bir ettin. Ne ilke bıraktın, ne ülkü, ne de dava. Hasret kaldık bu güzel değerler ile yaşamak isteyen insanlara.
Bir anda aslanları kedi, kedileri aslan, kurtları koyun, koyunları kurt şekline çevirebiliyorsun.
Merak ederim…
Ya bunu nasıl beceriyorsun?
***
Senin yüzünden, doğruyu yanlışı, güzeli çirkini, sevabı günahı, helali haramı, birbirine karıştırdık.
‘Akşamdan Hacı Mehmet, gündüz eskici Yahudi’ rollerine soyunanların yüzünden, şaşırdık kaldık.
Haklı, haksız birbirine karışmış, haklıyı aramak istiyoruz.
Lakin…
‘ Herkes adaletten bahsediyordu. Ama hepsi de haklı olanı değil, kendinden yana olanı adalet sanıyordu’ sözünü ispatlarcasına duygularımız ile hareket ettiğimizden dolayı ne yaparsak yapalım doğruyu bulamıyoruz.
Sayende iyiden iyiye sapıttık, dağıttık, dağıldık;
Ne yaparsak yapalım toparlanamıyoruz.
***
Sana ne desek bilmem ki, bizi öyle bir hale getirdin ki; aynen her tarafı bir ayrı oynayan dansöz, para için her şeyi yapan hayat kadını gibisin sanki.
Dansözdür, mesleği gereği kıvırtır anlarım. Hayat kadınıdır işi gereği yatar der, onu da anlar bir nebze de olsa yanlıştan doğru çıkartmaya çalışabiliriz belki.
Ama…
Dansözü de, hayat kadınını da seninle kıyaslayacak olursak, onlar el değmemiş bakire gibi duruyor sanki.
Seni gördükten sonra, kendilerini hakir gördüğümüz dansöz ve hayat kadınları, her şeyden önemlisi Yüce Allah bizleri affeder mi ki?
***
Günümüz de ki siyasette; kıvırtma, adam satma, yalan, dolan, talan, iftira, bel altından vurma, çirkeflik, kabadayılık, günümüz de normal karşılanabiliyorsa,
Ve
Yanlışlıklar, hatalar, günahlar kabak gibi ortada iken bu siyasi anlayışı toplumumuz, sırf partizanlık, adamcılık adına kabullenebiliyor, reziller vezir, vezirler rezil olabiliyorsa…
Bütün bunlar bilinip dururken peşlerinden gidilebiliyorsa;
Vay halimize,
Vay ülkemize…
17.08. 2025
Muharrem Demirel