Yangın deyince insanların aklına Kartalkayadaki otel yangını geliyor. Ya da yangınla ilgili bir konu olsa yangın fotoğrafları haberde kullanılıyor.
Önceki haftaki haberden sonra Turizm İl müdürü İbrahim Bey beni davet ederek hem bir kahve içelim hem de sohbet ederiz diye haber göndermiş.
Gittim kahvesini içtim, sağ olsun hoşsohbet de birisi. Bir saate yakın konuştuk. Bolu’ya geleli bir yıldan biraz fazla olmuş. Önümüzdeki dönemde neler yapacaklarını anlattı. Bir de çok önemli tespitini açıkladı. Yangın Bolu turizmine çok büyük darbe vurduğunu araştırmamızda da görülmüştü, gündemden düşülmesi gerektiğini, artık sektöre zarar vermeye başladığını belirtti. Sektörün bürokratik kanadından önemli bir tespitti.
Artık yangın haberleri yaparken Kartalkaya fotoğraflarını kullanmak, sembol haline geldi. Unutulsun demiyoruz ancak yangının alevinin hala yakmaya devam etmesinin kimseye faydası yok.
Üniversitemiz Bolu Meslek Yüksekokulu Öğretim üyesi Doç. Dr. Özgür Çark da Bolu Araştırmaları Sempozyumunda konuyu akademik alanda dile getirdi. Konu aslında her alanda inceleniyor.
Özellikle Bolu yerel basını artık bu konuya hassasiyet göstermeli.
Otel yangınlarını önlemek için kanun teklifi yapılmış. Bu konu hakkında kanun yapılmadan önce iyi bir araştırmaya ihtiyaç var. Bunu da sektörün bizzat içinde olanlar dile getirebilir. Yangını önlemek için olağanüstü tedbirlere gerek yok. Yangını çıkmadan önlemenin ve çıktıktan sonra can kaybı yaşamamanın sağlanması gerekir. Yoksa her tesise bir itfaiye teşkilatı kurmak elbette yangına karşı etkili olur ama rantabl olmaz. Depremden sonra bir inşaat mühendisine sormuştum, depremde binaların yıkılmasını nasıl önleriz diye şu cevabı vermişti. Kolonları bir metreye bir metre yaparsın bina ayakta kalır ama kullanışlı olmaz demişti. Yangını önlemenin de yolu her tesise itfaiye kurmak olmamalı.
Basit bir yöntem tesis işletmecilerine sorarsın eksikler neler, yapılması gerekenler neler, neler yapılmamalı bir araştırmayla bu ortaya çıkar. Ben de diyorum ki, özellikle belli bir sayıdan fazla yatağı olan tesislerin yöneticileri profesyonel olsun. Bunları da yangın, terör, deprem, kaos gibi olağanüstü durumlarda nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda eğitelim. Belli dönemlerde tatbikat yapılarak denetleyelim.
Böyle bir uygulama sektöre yük getirmeyeceği gibi nitelikli elemanların da önünü açacak, fırsat yaratacaktır.
Masa başında çalışarak yapılan kanun anca kendini korur.