Kurumsallaşma, “girişimcinin kendi hayatı ve iş yapış kapasitesiyle sınırlı kalmadan şirketin anonimleşmesi demektir” diye tarif ediliyor. Kurumsallaşmanın temel amacı, kurumu kişilerden bağımsızlaştırarak iş ve işleyişin sürekliliğini sağlamaktır.

Kartalkaya’daki faciada bunu maalesef göremiyoruz. Yüzlerce misafir ağırlayan çok yıldızlı tesisler birer aile işletmesi olarak işletilmiş. Damat bir işletmenin müdürü, kız bir başkasından sorumlu, büyük damat patron olmuş, işler bu yangına kadar rastgele yürümüş.

Bu durumdan otel sahipleriyle o alandaki yasal boşluğu doldurmayan başta Turizm Bakanlığı olmak üzere idarecilerimiz de sorumludur.

Küçük damat Emir Aras, yangın sırasında yaşananları anlatırken, “Yangının bu kadar hızlı yayılacağını bilsem, kendi çocuğumu ve eşimi otelde bırakır mıydım? Çıkarken bağırdığımı sandım ama kamera görüntülerinde odaklandığım tek şey dumandı. Hatta ses kayıtlarında ‘Alarmı açın’ dediğim ortaya çıktı” demiş. Otelin yönetiminden sorumlu sözde müdür, hiç yangın görmemiş, yangının seyri nasıl gelişir bilmiyor. Bu cahillikten kim sorumlu? Başta onu oraya getirilmesine engel olamayan yasalar.

Sizin yasalarınız otel ,motel ve diğer konaklama yerlerini idare edecek sorumluların görev verilmeden önce bu tesislerde olası yangın, deprem, sel, heyelan, panik, terör vb olağanüstü durumlarda nasıl davranılacağını tarif ediyor mu? Hem teorik hem de pratik uygulamalarını belirli periyotlarla diğer idari personelle tatbikat yaptırıyor mu? Var mı böyle bir zorunluluk, kısmen parça parça önlemler var. Yangın söndürücü var ama içi boş, duman detektörleri var ama bozuk, yangın söndürme hortumlarına belki de su gelmiyor. Denetimler de layıkıyla yapılmayınca maalesef böyle facialara maruz kalıyoruz.

İsmini vermeyeceğim, ölenlerin yakınlarından biriyle camide karşılaşıyorum nasılsın demekten başka bir şey soramıyorum. Allah böyle acıları kimseye vermesin.

İnşaat sektöründe geç de olsa bazı önlemler alındı. Yeni yönetmelik çıktı, yapı denetim sistemi, zemin etüdü vs. yine de eksiklik var. Mesela, berber dükkan açacakken meslek odasında sınava tabi olurken, inşaat yapacak müteahhit den hiçbir mesleki belge istenmiyor. Halbuki inşaatı yapacak bu kişiler arasında teknik anlamda mimar ya da mühendis istihdam edilmelidir. Ders de almıyoruz, 1999 depreminde Veli Göçer olayı vardı, 6 şubat depreminde de Mehmet Ertan Akay olayı var. Mahkeme 134 kişinin ölümüne sebep olmaktan 21 yı 9 ay, mimara da 12 yıl ceza vermiş. Vijdanlar rahatladı mı? Hayır! Esas olan insan hatası can kayıplarını önleyecek tedbirlerin alınmasıdır.

Sözün özü; halkın can mal güvenliğini ilgilendiren alanlarda yönetim kademesinin profesyonel elemanlardan oluşması için yasal boşlukların doldurulması ve kurumsallaşmaya zorlanması gerekir. Eğer damatlar, oğullar, kızlar ve torunlar bu işletmelerde yönetici olacaksa, mutlaka gerekli donanıma sahip olmalıdırlar.

Aksi halde böyle felaketlerden kurtulamayız.

Ateş düştüğü yeri yakar atasözünün aksine bu yangın Bolu turizmini de yaktı. Otel motel ve diğer konaklama tesisleri bu sezonu neredeyse zararla kapadılar. Garip bir şekilde turizme büyük etkisi oldu. Bunun araştırılması lazım dedik ve Turizm il müdürlüğüyle koordineli bir araştırmayı sonuçlandırdık. Beklendiği gibi yangın sektöre çok büyük darbe vurmuş. Bu araştırmadan açıkça görülüyor. Önümüzdeki günlerde kamuoyuna sunacağız. İnşallah yetkililer gereğini yaparlar.