Herhalde insan denilen varlığın var oluşundan bu yana en büyük ihtiyaçlarından biridir arkadaşlık ve dostluk gibi kavramlar. Mesela herkes Taş Devri’ni izlemiştir. Orada Çakmaktaş ve Moloztaş ailelerinin arkadaşlık öyküsü anlatılır. "Ahh olsa da izlesek!" dediğim çizgi filmler arasındadır. Aslında bize dostluğun, arkadaşlığın her dönemde insan için ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Düşünsenize, bir kahve eşliğinde sevdiğiniz bir arkadaşla “ikilafın belini kırmak”, yani sohbet etmek, dertleşmek gibisi yoktur bence. Ancak günümüzde ne yazık ki her şey hız olduğu için insanlar pek de arkadaşlarına vakit ayıramıyor. Sosyal medya uygulamalarında "MRB-NBR-İYİ SN. NBR-İYİ, OK-BYEE" gibi konuşmalar oluyor. Sanki yeni bir dil gelişmiş gibi, değil mi?

Arkadaşlar, bu dünyaya biz sadece çalışmaya değil, yaşamaya; birbirimizden bir şeyler öğrenmeye, birbirimizi geliştirmeye ve birbirimize iyi gelmeye geldik. Eğer birbirimizle böyle yüzeysel konuşursak, “vaktim yok” diyerek birbirimizi dinlemezsek, hatta dolu dolu bir “Merhaba” bile diyemezsek; buluşup kahve ya da çay eşliğinde dertleşemezsek biz nasıl gelişeceğiz? Nasıl kendimizi iyi hissedeceğiz?

Psikolog arkadaşlar lütfen yanlış anlamasın, elbette onların uzmanlığı çok kıymetli. Ancak insanlar geçmişte daha fazla dertleşip birbirlerine zaman ayırabildiği için belki de bu kadar çok terapiye ihtiyaç duyulmuyordu. Bugünse yalnızlaşmanın sonucu olarak bu mesleğe daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.

Durun, iş bununla da bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde bir dizinin sahnesine denk geldim. Dizide bir kız var; biraz kötü karakterli, yalnız oturuyordu. Telefonuna uzandı ve dedi ki: “Merhaba yapay zeka, benim biraz canım sıkkın. Şu anda birlikte olmak istediğim adam iş yemeğinde başka bir kızla beraber. Ya, ben bu adama ne yaparsam yapayım beni sevmiyor, beni görmüyor.”

Yapay zeka cevabı yapıştırdı: “İstatistiklere göre iş yemeği bahanesiyle başka biriyle olanların sayısı çok arttı. Sana önerim: sen bu adamı bırak, takipten de çık Kızım.”

Bunu duyan kız da şöyle dedi: “Çok sağ ol be yapay zeka! Ben sana ‘adam beni görmüyor’ diyorum, sen bana ‘adamı bırak’ diyorsun. Arkadaşım olmadığı için seni aradım, sen de maşallah çok güzel moral verdin,” deyip telefonu kapattı.

Evet, birçoğunuza komik gelebilir. Hatta gülümsetir ama aslında günümüzde insanların geldiği son noktayı trajikomik bir şekilde anlatan bir sahnedir. Yapay zekânın önerisi elbette mantıklıydı ama bazen insanın aradığı şey mantık değil, sadece anlaşılmaktır. Evet belki ileride insanlar robotlarla sohbet edecek, robotlarla arkadaşlık edecek; yani iletişim türü değişecek. Aslında önyargısız, ne düşündüğünü pat diye söyleyen bir arkadaş bazen işimize de yarar. Ancak bir insanın yerini tutmaz.

Mesela hiçbir robot sizinle kavga etmez, size tatlı tatlı bakmaz. Bunlar olmayınca da bence mutluluk ve gelişim olmaz. O yüzden hâlâ etrafımızda insanlar varken, bir kahveyle iki lafın belini kırabiliyorken, hatta kavga ettikten sonra birbirimize sarılabiliyorken; “vaktim yok” diyerek bunları ıskalamamalıyız.

Tabii engellenen insanlar için çevrelerindeki arkadaşlar ve dostlar, “standart” insanlara göre 3-4 kat daha önemlidir. Çünkü bazı insanlar engellenen bireylere ve ailelerine önyargıyla yaklaşabiliyor. Durum böyle olunca aileler, “Herhalde bizde bir eksiklik var,” düşüncesine kapılıp hem kendilerini hem de engellenen bireyi sosyal ortamlardan çekiyor. Adeta bir kapalı devre hayat yaşamaya başlıyorlar.

Bence bu, yapılan en büyük hatalardan biri. İlerleyen yaşlarda engellenen birey insanlardan korkar hale geliyor. Belki bu durumları aşmaya ilerde yapay zekâlı robotlar yardım edebilir. Sohbet ederek kişiyi biraz açabilir ve yalnız değilsin hissi verebilir. Ancak dediğim gibi, bir insanın yerini, sıcaklığını hiçbir zaman hissettiremez.

İşte bu yüzden de her insanın güveneceği ve sevdiği arkadaşları olması gerekir. Unutmayın, engelleri aşmak için bazen sadece bir bakış, bir sıcacık dokunuş ya da bir gülümseme yeterli olabilir. Yani bize yapması zor gelen şeyleri bile yapmak için güç verebilir. Ve iyi arkadaşlıklar kurarsanız, her zaman kendinizi geliştirebilme imkânınız olur.

Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…